Depremle ilgili çok yazdık çizdik, onun için gelin biraz görseller ve somut gerçekler üzerinden gidelim.

Çünkü insanımız maalesef okumadığı gibi her konuda da uzman olduğu için okuduğu şeyi de o konuyu çok bildiğini zannettiği için kaale de almıyor.

Şüphesiz depremin zamanını bilmek mümkün değil, öyle olsaydı önlemler alınır, bu kadar can ve mal kaybı da olmazdı.

Gerçi ona rağmen bizim gibi bir ülkede ve şehirde yine de çok sayıda can kaybı olması muhtemel olurdu ya o da ayrı mesele…

Çünkü biz konuşup konuşup harekete geçmeyen, önlem ve ders almayan, tembel, menfaatine düşkün bir toplum haline geldik.

Ancak bilimin ışığında ülkemizde ve özelinde de Marmara’da ve şehrimizde depremin olması

olasılığı da çok yüksek…

Marmara deyip geçemeyiz.

Marmara Denizinde olacak bir deprem aynı zamanda binlerce kilometrekarelik bir bölgedeki diğer il ve ilçeleri de büyük oranda etkileyecek.

Daha bu sabah Erdek açıklarında Kandili Rasathanesine göre 4,2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.

Erdek’te 4 Ocak 1935 günü saat 16.38’de merkez üssü Marmara Adası olan 6,4 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmişti.

Can kaybı az olsa da binlerce yapı yıkıldı, ki o dönemde ahşap yapılar olması can kaybını da azaltıcı bir faktördü.

Ne kadar kısa keseyim desem de uzuyor yazı merakımı anlatmaya çalışırken…

Velhasıl 1898 de şehrimizin merkezi adeta yerle bir oldu. 4196 yapıdan hasar almadan ayakta kalabilen sadece 51 yapı kalmıştı.

Ezcümle deprem ülkemizin, bölgemizin ve  şehrimizin bir gerçeği …

Deprem her saat, her yerde yakalayabilir bizi …

Örneğin deprem açısından sağlam olmadığı dillendirilen Karesi ve Altıeylül Belediye binasında yüzlerce çalışan ve hizmet almak için binada olan vatandaş depreme burada yakalanırsa ne olacak.

Ya  malzeme ömrünü bitirmiş betondan yapılan Atatürk Stadyumunda kapalı tribünde yüzlerce seyirci maç seyrederken depreme yakalanırsak ne olacak.

Metruk un fabrikasının hemen yanındaki yoldan geçen biri üf dense yıkılacak kıvamdaki fabrika binası depremden yıkılırsa ne yapacak peki…

Yapı stoku kontrol edilmeli, kentsel dönüşüm derhal başlamalı diyoruz ama benim binam üç lira değil beş lira eder; şu  kadar metrekare yer isterim diyen adama bunu anlatmak ne mümkün…

Zaten belediyeciler de çöküntü bölgeleri söz konusu olduğunda” Biz ne yapalım canım. Yüzlerce varis, sahip var.” Kolaycılığına kaçmıyor mu?

Malum son yakın, projektörleri yakın diye başlık attım ama aslında başlık”Biz adam olmayız. Ya da Bize birşey olmaz abi” olsa daha iyi olacak sanki…